Depresiflik, insandan sadece sahip olduğu estetik değeri almakla son bulmaz; hayal gücü sona erene kadar kişiyi tüketir. Ki bu da ölüme tekabül ediyor zira kimse yaşamdan sonra hayal gücünün süreklilik göstereceğini kanıtlayamadı. Bilinmezlik; bilimin, teori uyduramayacağı soyut bir tasarı. Benim bilinmezliğim, asıl güçlerini oluşturan hayallerimin kaybolduğu yer. Onların yok olmadığını biliyorum. Belki, ilk defa müzik dinleyen bir çocuğun kafasında ya da emekliliğine on sene kalmış bir palyaçonun makyajında saklanıyor. Hayali oluşturan kişi düşünmeyi kesti diye ejderhalar tükenmez. Sanırım ilk defa dramatik bir müziği dinleyerek, umut dolu nokta ve virgüller çiziktirdim. Yoksa bu benim son maçım mı? Ah bak işte, depresifliğe dönüş. Açtım yine o şom ağzımı; özür dilerim, ben. Neyse tekrar bana dönecek olursak; artık uyumaya çalışırken gördüğüm ya da “yaşadığım” tüm o maceraları kaybettim. Eskiden kaçarken yakalanmazdım. Eski. Şimdiyse uçamıyorum bile. Yanımdan geçen kuşlar ve Superman benden ibret alırdı. Bunların hepsi seneler ve tek bir gecede kurulan tüm fikirlerle birlikte son buldu. Artık yoruldum. Rüyalarımda koltuktan kalkmaya üşeniyorum. Tabi hatırladığım vakitlerden söz ediyorum. Diğerlerine benziyorum her geceden sonra. Rüya göremediğini iddia edenler gibi gibi. Kendime inat bir gün hiç keşfedilmemiş bir diyarda kimsenin yakalamadığı bir ejderha yakalayacağım. Kendimle yarışacağım, umarım kaybetmem.
Depresiflik, insandan sadece sahip olduğu estetik değeri almakla son bulmaz; hayal gücü sona erene kadar kişiyi tüketir. Ki bu da ölüme tekabül ediyor zira kimse yaşamdan sonra hayal gücünün süreklilik göstereceğini kanıtlayamadı. Bilinmezlik; bilimin, teori uyduramayacağı soyut bir tasarı. Benim bilinmezliğim, asıl güçlerini oluşturan hayallerimin kaybolduğu yer. Onların yok olmadığını biliyorum. Belki, ilk defa müzik dinleyen bir çocuğun kafasında ya da emekliliğine on sene kalmış bir palyaçonun makyajında saklanıyor. Hayali oluşturan kişi düşünmeyi kesti diye ejderhalar tükenmez. Sanırım ilk defa dramatik bir müziği dinleyerek, umut dolu nokta ve virgüller çiziktirdim. Yoksa bu benim son maçım mı? Ah bak işte, depresifliğe dönüş. Açtım yine o şom ağzımı; özür dilerim, ben. Neyse tekrar bana dönecek olursak; artık uyumaya çalışırken gördüğüm ya da “yaşadığım” tüm o maceraları kaybettim. Eskiden kaçarken yakalanmazdım. Eski. Şimdiyse uçamıyorum bile. Yanımdan geçen kuşlar ve Superman benden ibret alırdı. Bunların hepsi seneler ve tek bir gecede kurulan tüm fikirlerle birlikte son buldu. Artık yoruldum. Rüyalarımda koltuktan kalkmaya üşeniyorum. Tabi hatırladığım vakitlerden söz ediyorum. Diğerlerine benziyorum her geceden sonra. Rüya göremediğini iddia edenler gibi gibi. Kendime inat bir gün hiç keşfedilmemiş bir diyarda kimsenin yakalamadığı bir ejderha yakalayacağım. Kendimle yarışacağım, umarım kaybetmem.
Yorumlar
Yorum Gönder