Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hak Etmiyorum

     Çoğunlukla, kendi kendime konuştuğum nahoş vakitlerde, kendimi iyi birisi olarak tanıtıyorum. Uzunca bir süre de öyle olduğunu zannettim. Yaptığım veya yapmak istediğim onca şeye baktım, hiçbiri kimseye zarar vermiyordu. Yanılmışım. En büyük ve en iğrenç gülümsemem bile bir başkasına zarar veriyor. Haksız olan yine benim, buna ufak bile olsa itiraz etme hakkım yok. Eğer ağzımı açacak olursam, bazı kelimeleri sıralı olarak sunmaya çalışırsam, karşımdaki insanı evrenden silmeden sakin duracak olursam kaybederim. Çünkü ben, kazanmak için değil en az hasarla yenilmek için oynuyorum.      Hak etmiyorum. Ne özgürlüğe ne de o yola giden hayalleri oluşturmaya inanmıyorum. Bilmediğim bir gölgenin peşinden gidip, meraklısı için tonla roman fikri çıkacak bir maceraya atılamıyorum. Bir hobi bulabilirim kendime ama asla o hobiye devam edemem. Ne kadar yorgun olursam olayım, ister bir dağ yolculuğu olsun isterse de basit bir ejderha avı olsun yine üç dakikalık bir mola veremiyorum. Yavaş y

Dumanım Aslında Asıl Aydınlığım

     Geçmişten günümüze kadar, her alanda, her şeye karşı çıktım ve karşı çıkmaya devam edeceğim. Çünkü eğer herkesçe bilinen bir gerçeği kabul edersem onlar gibi olacağımı düşünüyorum. Onlar, hayatta ilerleyen tek bir çizgi olduğunu ve onun dışına çıkılabileceğine inanmıyorlar. Eğer bir isme sahipseniz, onu ister sevin veya sevmeyin onunla yaşamak zorundasınız. Bir arkadaşım zorunluluklara inanmıyor. En iyisini de yapıyor çünkü eğer inansaydı bunlardan bir farkı olmayacaktı. Hiç kimse, her gün aynı yerden, aynı saatte, aynı marka sigara paketini satın almak zorunda değil. Ama yine de devam ediyorlar. Kendilerinden hiç mi utanmıyorlar? Her gün aynı şeyleri düşünmek ve onları gerçekleştirmek, ne kadar da sıkıcı. Farklı olan hiçbir şey yok mu? Tartışmasız her gün, koleksiyon parçasında sırıtmayan bir öğe olarak yaşamaya devam etmek dışında bir şeyler yapılmalı. Sırf bu yüzden karşı çıkıyorum. Ben onlar gibi olamam çünkü benim bir amacım var; ben olmak.      İnsanlara olan bu nazik

Gitmek İstiyorum

     Bu yazı Gitmeli adlı serimin üçüncü, gitmek için kendimi zorladığım milyonuncu hislerimdir. Gidene kadar da bu seriye devam edeceğim çünkü ben gidemesem bile gitmek için sebeplerimi bilin istedim.      Kendimi bildim bileli hep gitmek istemişimdir. Tabii o zamanlar çocuktum, bu isteğim sadece bir hayalden ibaretti. Ardından şans eseri büyümeye başladım ve birden bire, derinlerde kalan bu istek bir amaca dönüştü. Bu benim Frankenstein'ım. Her geçen gün, amacımı gerçekleştirmek için daha fazla sebep buluyorum. Esasında, gitmek için bana bir sebep yeter de artar bile, geri kalanlar sadece öfkemi kudretlendirmek için var oluyor. Bir örnekle size öfkemi özetleyeyim; yaşadığım yeri Google üzerinde arama yaptığım zaman, karşıma çıkan tek şey şiddet ve aptallık. Fotoğraflardaki binalar yerine onu parçalayan insanlar ön planda oluyor. Bir başkasının sözlerini arkalarına alıp, insanlara saldıran canlıları görüyorum ve o fotoğraflar bana uzak değil. Patronun da dediği gibi "Doğ

Şayet Beni Duyuyorsanız, Demek ki Sizde Benim Gibi Kanatlarınızı Saklamışsınız

     Bugün veya şuan sizin hissettiğiniz aralıkta birazcık depresif davranabilirim. Metafolar ve mecazlar, gerçeklerin çarptırılması ve bolca sürekli söylenen yalanları da ekleyin. Bu iki cümle, biraz kendi kendime söylediklerimin sizin ise kendi iç sesinizle okuyacağınız yazının özeti. İçinizden birileri eğer bunları kanlı canlı bir birey olarak görmek isterse en yakında bulunan aynanın karşısına çıkıp bugün yaptıklarını anlatabilir. Ne yapıyorsa yapsın, çokta tın. Umurumda olan yegane şeylerden bir tanesi, her gün benim yerime geçmeye çalışan sahtekarın benimle olan pazarlığı. Ki bu sizin veya sizin olacaklar için pek bir değeri yok. Neden olsun ki? Bir gazetede manşet haber olarak yer almadığı sürece Dünyanın yavaş yavaş yok olmasının bile değeri yokken benim neden olsun? Size söylenenle, farkında olmaya gayret bile etmeden aklınızdan geçenlerin arasında dolaşan biriyim. Öyle biri gibiyim ki, ölebilseydim bunu gerçekleştirebilmekten korkmazdım. Çok uzak değil, yakın bir melodi a