Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Halim Kalmadı

     Halim kalmadı; ne yazmaya, ne konuşmaya ne dinlemeye ne de hissetmeye. Yalnızca, hissedilmek istiyorum. Somut olan tarafımla değil, soyut tarafımla anlaşılmak istiyorum. Tüm gülücükleri suratlardan silip, bulutlara çizmek istiyorum; ölmeye yakın birisi bir gülümseme görür en azından. O kadar çok şeyi anlatmak istiyorum ki anlatamam.       İkinci paragraf, saat hala ilerliyor; durması lazımdı neden hala devam ediyor? Dur! Bu kadar kısa süre içerisinde benden düşüncelerimi somutlaştırmamı istemeyin, bu haksızlık, sizin için bir sıkıntı yok; hazıra konun, unutun, umursamayın ya da uzun uzun bakın.       Her ne kadar kısa bir yazı gibi görseniz de aslında çok şey anlattım; bunları size aktarmak -somut anlamda- o kadar zor ki.       Daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Halim kalmadı.

Lastik İzi ama Başka Renkte

     Size mutsuzluk ile ilgili bir kaç roman, destelerce şiir ve düz yazı; yaşanmışlıklar, kaybolmadan önce kulağa söylenen hoş sözler ya da asosyal birisinin herkesin okuması için yazdığı tüm o intihar notlarını derleyebilirim. Basit bir gülümse uğruna yapılan tüm zamanın, boktan bir sebepten dolayı yıkılmasını resmedebilirim.      Bunu yapmayı reddettim çünkü şuan bir bilgim-kurgu filminin içerisindeyiz. Hayır, bu sefer uzaylılar ya da robotlar bizi ele geçirmiyor. Kendimizi ele geçiriyoruz. Sürekli olan aynı duyguyu tekrar ve tekrar yaşamak için belki de. Sürekli aynı repliği tekrar ve tekrar, kesmeden aynı sahneyi defalarca kez çekiyoruz.      Sırf bu yüzden uzun yazmamalıyım eğer yazarsam süre uzar ve izleyici sıkılır. Düşüncelerimin maddileşmesi.      Her paragrafı kısa, içeriği götümden uydurup bolca edebi ve felsefi kokan kelime kullanmalıyım.      Narsist, pragmatizm, persona, anahtar rol ve patates.      Hala aynı. Geçti gitti bile eskiden yaşanmış anları şimdi yen

Anlatılsa Bazı Şeyler

     Mesela ne anlatılmalı biliyor musunuz; kişinin, çoğunluğa bağlı kalmadan da ayakta kalabileceği hatta ve hatta sahiplendiği tüm stres ve depresifliğin varlığı, çok olan kesimin çıkarları ve aynılığı yüzünden hor görülemeyeceğini, sadece tek bir bireyin kurduğu hayallerin/amaçların gerçekleşmesi yolunda yapılan hareketlerin ve söylenen sözlerin nasıl olması gerektiği, geçmişteki düşünce hatalarından pişman olanların; kurduğu/oluşturduğu gelecek modelinde esnekliğe önemi, günlük hayatta (zengin değil ortalama ve fakir düzeydeki günlük hayat) beklentimizin en yüksek olduğu anda -yani toplu taşıma aracı beklemek- zaman ve mekanın sanki kişisel olarak seçilmiş kişilerde ilerleyemediğini, üstüne üstlük somut olarak kabul edilen tüm sorumlulukların bir başkasının da sahip olduğunu, bir yasağın karşısında; kendi ve kendi düşünceleriyle olanların çıkarlarına göre yasağa karşı direnmenin adil değil tam aksine narsist bir parti zihniyeti olduğunu; bir yasağın karşısına yasal ve her türden