Söylemekten korktuğum cümleleri yazmayı tercih ederim. Seslenirim ama sesim çıkmaz diye korkarım ve sen benim sustuğumu zannedersin. Zannetme. Sessizlikte bir çığlık değil midir içten içe? O zaman neden ben seni duyamıyorum? Burada yoksun diye mi yoksa benim orada olmamamdan dolayı mı? Uzaklaşmasaydı keşke “biz” kelimesi ikimizin arasından. Eğer gelseydi, gitme derdim. O zaman ne hissederdin? Hiçbir şey. Bilmiyorsun ki zaten beni, eğer bilseydin sessizlik oluşmazdı bir konserin ortasında. Neredesin peki şuan? Ben nerede olduğumu bilmiyorum, sadece çabalıyorum seni bilmek için. Serseri bir sigara ne kadar çabuk bitiyorsa sende o kadar bitiyordun kafamın içinde. Bitme lan. Zaten yoksun, daha fazla yok olma zira senin dışında ne hayal kuracağımı bilmiyorum. Ya da ne yazacağımı. Okumadığını bildiğim tonla zırvalık yazıyorum sırf senin için ama gel gör ki başkaları okuyor. Bakışlarını başlığa yönlendirdiklerinde senin hissedeceğin duyguları hissetmeyecek kişiler okuyor. Ne yapıyors
Bir tavuk, bir otobüs, bir de uzatma kablosu.