Ana içeriğe atla

Hak Etmiyorum


     Çoğunlukla, kendi kendime konuştuğum nahoş vakitlerde, kendimi iyi birisi olarak tanıtıyorum. Uzunca bir süre de öyle olduğunu zannettim. Yaptığım veya yapmak istediğim onca şeye baktım, hiçbiri kimseye zarar vermiyordu. Yanılmışım. En büyük ve en iğrenç gülümsemem bile bir başkasına zarar veriyor. Haksız olan yine benim, buna ufak bile olsa itiraz etme hakkım yok. Eğer ağzımı açacak olursam, bazı kelimeleri sıralı olarak sunmaya çalışırsam, karşımdaki insanı evrenden silmeden sakin duracak olursam kaybederim. Çünkü ben, kazanmak için değil en az hasarla yenilmek için oynuyorum.

     Hak etmiyorum. Ne özgürlüğe ne de o yola giden hayalleri oluşturmaya inanmıyorum. Bilmediğim bir gölgenin peşinden gidip, meraklısı için tonla roman fikri çıkacak bir maceraya atılamıyorum. Bir hobi bulabilirim kendime ama asla o hobiye devam edemem. Ne kadar yorgun olursam olayım, ister bir dağ yolculuğu olsun isterse de basit bir ejderha avı olsun yine üç dakikalık bir mola veremiyorum. Yavaş yavaş mürekkebi bitmek üzere olan bir kalemle, hiçte özenilmeden boş bir alana karalanan davetiyede yazan yere gidemem. Bir bardak suyun içine bakarak suratımı asamam. Her şeyi geçtim, mutlu olamam. Zira ben bunların hiçbirini hak etmiyorum.

       Ya nefret ettiğimiz onca insandan herhangi birinin klonuysak? Bunun yanıtı size ben veremem ancak elimden geldiğince bir yol gösterebilirim. Bir müzik açın ve dinlemeyin. Koltuğunuza oturun, rahatlamaya çalışın ama fazla değil sonra düşünün. Yaptığınız onca şeyi, yaşadığınız onca olayı gözünüzün önünden geçirin. Bu sayede cevabı bulursunuz ama önemli olan bu değil. Asıl olay, öğrendikten sonra yapacaklarımız. Devam mı yoksa oyunu orada bitirmek mi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hızlı ve Öfkeli 7 | İnceleme

Hızlı ve Öfkeli serisini ülkemiz de bilmeyen kalmadı diye düşünüyorum. Serinin hasılat açısından en düşük filmi olan Tokyo Drift ülkemiz de bir hayli sevilmişti. Özellikle soundtrack'i ile Şahinlerden çıkan bir motor sesine dönüşmüştü adeta. Hızlı ve Öfkeli serisi her zaman bizim için seviliyordu sebebi ise arabalar,basslı müzikler, hanımefendi kalçaları ve bolca aksiyon. Gençlerin en sevdiği türleri tek bir filmde toplamışlar resmen. Tokyo Drift'den sonra yapımcıların bunu bir ''dizi serisi'' haline getireceklerini göstermişlerdi bize. Aynı Harry Potter gibi her film sanki bir dizinin yeni bölümü gibiydi. Kimsenin de buna bir şey söylediği yok çünkü seviliyor. Serinin son filmi (şimdilik son film, 8. film gelecek merak etmeyin. Hatta 9 bile gelebilir.) çıkmadan önce filmin başrol oyuncularından Paul Walker bir araba kazasında vefat etmişti. Ne kadar ironik değil mi ? (Son kullandığım cümle tüm Hızlı ve Öfkeli 7 incelemelerinde bulunmaktadır.) İnsanlar buna inan

Kimsenin Okumaya Tenezzül Etmediği Bir Masalın Perisi

     Haftalardır adam akıllı evden dışarı adım atmadım. Sanki olmak zorundaymışım gibi bir köşede bekliyorum. Neyi veya niçin beklediğimi bile bilmiyorum. Belki bir ilham perisi bekliyorum ki bu sayede aptal bir şarkı yazabilirim. Ya da o ilham perisini sigara ve çay içmeye çağırabilirim. Biraz değişik bir şeyler tatsın değil mi? Sürekli birilerinin yanına gidiyor ve o kişiyi ödüllendiriyor. O kişi, perinin varlığından haberdar bile değil hatta perilere inanmıyor bile. İlham perisi bunun farkına varsa ve yaptığı işi bıraksa dünya onun için çekilmez bir hale gelirdi. Zira onun yapabildiği tek şey insanlara ilham vermek. Kulaklığını takıp uzun bir yola çıkmadı hiçbir zaman. En sevdiği yemek yok. Fobileri bile yok çünkü o işine o kadar aşık ki geri kalan her şeyi reddediyor. Bu güzel bir şey. Bir hayatı yok ama yine de bir amacı var. Başladığı yazıyı sürdürmek zorunda değil çünkü onun amacı yazmak ve devam etmek değil. Yazılanları okumak ya da gözden geçirmek. Ne yazabilir ki? "Sevgi

Unfriended - İnceleme

     Unfriended, duyurulduğu andan beri heyecanla beklediğim bir film oldu. Fragmanı çok sevmiştim, baya sevmiştim. Filmin ülkemiz de yayınlanmaması beni şaşırtmadı sadece üzdü. Sonunda filmi izleyebildim ve çok karmaşık hislere sahip oldum.      Filmin konusu, internete utanç verici videosu sızan bir kızın 1. ölüm yılında videoyu yükleyen kişi "yanına almak" için filmin karakterlerine dadanması. Bu kadar... yani öyle spesifik, karmakarışık bir hikaye yok. Filmin fragmanı yalandan ibaret! Aynı, Avengers: Age of Ultron filminin fragmanı gibi, yalan! Fragman da bizlere gösterilenle film de gösterilenler arasında dağlar kadar fark var. Mesela fragman da bizlere "korku" gösteriliyordu ama ben sadece filmin tek bir sahnesinde korktum. Bu film bir korku filmi değil. Belki bir gerilim filmi olabilir ama bir korku filmi değil! Fragman da hayaletin videoyu yükleyen kişileri teker teker sorguladığını görüyorduk adeta. Herkes birbirinden şüpheleniyor, içlerinden biri vide