Her şeyden pes ediyorum. Mutlu olmaktan da nefret etmekten de. Belki şimdi mutlu olmayı başarabilirim kendimi kandırmadan önce. Başından beri kendime türlü türlü oyunlar oynadım sırf mutlu olduğumu zannetmek için. Çünkü dayanamıyorum, olmuyor. Her şey bana karşı konumlanmış gibi hissediyorum. Sabah uyandığımda en az hasara sahip gülüşümü takınmıştım oysa ki. Sonraki adım ise ona uygun bir hayal seçmek. Tamam, işte, tüm sorumluluklarımı yerine getirdim. Daha ne istiyorsunuz benden ve bana sahip olanlardan? Kendini canlı ilan eden, nefes almanın zorluğunu yaşayanlardan bahsetmiyorum. Dünyaya dur diyebilenlerden, bahsediyorum. O veya onlar, öyle bir şey ki, kuracağınız kelimeleri bir daha tekrarlamama isteği uyandıracak. İronik. Ama daha çok gülünç. Belki biraz da heyecan. Başka ne eklemeyi ihmal ettik? Sevgiyi. Aslında hepimiz, sevgiyi çok fazla ihmal ettik ama bu saçmalık üzerinden konuşmaya devam etmeyeceğim. Belki, kafamın dağınık olduğu başka bir zamanda bundan bahsederim. Şu an kafam daha çok, körün duyamadığı, sağırın göremediği bir halde. Kendi bağımsızlığını beni yok etmeye çalışarak gösteriyor. Elinin altında büyük bir ordu var. Mızraklarının ucunda bir amaç olan silahları taşıyan maskeli insanlar. İnanın bana çok acı veriyor. Teçhizatlarının saldırıları değil, maskenin altındaki bilmeme rağmen göremem. Söyleyemiyorum bile, ağzımdan kelimeler çıkmamak için direniyor. İstiyor ki, yenilgiyi kazan. Bazen bu gerekli olabiliyor, hani şey vardır ya. Nasıl atabilirim? Ah, anlatamam. Anlatamadığım ama anlatmayı çok istediğim diğer şeyler başlığı altına bir başka düşünceyi daha karaladım. Altını özellikle kırmızıyla çizdim. Diğer renklerle karışmasın diye bunu yapıyorum. Sorun şu ki, kullandığım tek renk kırmızı. Nereden geldi bu renk? Seslenebilir mi acaba? Ne kadar çok soruya sebep oluyorsun be kırmızı. Bir o kadar da soruna. Ne fark eder ki ulaşamadığında sona. Yalnız, konuyu bölmek gibi olmasın ama çok güzel kafiye yaptım be. Evet çok standart ama kendimi aştım diyebilirim. Bugün kafiye, yarın çığlıklarım. Ondan önceki günde dil bilgime çalışacağım. Bunların hepsini akşam olmadan yapmak istiyorum. Eğer yapacaklarımı yazacaksam da paragraf paragraf yazmak istemiyorum. Vay be kendime kurallar koyuyorum. Gerekli olduğu için değil, gerekli hissettiğim için. Kendi içimde isyanlar çıkartabilirim. Evet, bunu yapabilirim. Ama yapmayacağım. Belki de yaparım. Bu size söyleyemem, eğer söylersem bu bir parti olur. Birden fazla kişiyle yapacağım için. Çok fazla "yapmak" kelimesini kullanıyorum. Fiildi değil mi? Aynen, az önce kontrol ettim de fiilmiş. Acaba bende bir fiil miyim? Yok be. Ben hiçbir şeyim. Konudan konuya atlayıp bunu belirtmek istedim sadece. Bende bunu düşünen herkes gibi hiçbir şeyim. O şey var ya hani. Neden kaçamadığımı anladınız mı? Ne yaparsam yapayım en sonunda sürekli bitirmek zorundayım. Ama bu bir hollywood filmi değil, o yüzden mutlu son ile bitiremiyorum.
Son. Bir kaç seferden sonra ilk defa.
Yorumlar
Yorum Gönder