Söylemekten korktuğum cümleleri yazmayı tercih ederim.
Seslenirim ama sesim çıkmaz diye korkarım ve sen benim sustuğumu zannedersin.
Zannetme. Sessizlikte bir çığlık değil midir içten içe? O zaman neden ben seni
duyamıyorum? Burada yoksun diye mi yoksa benim orada olmamamdan dolayı mı? Uzaklaşmasaydı
keşke “biz” kelimesi ikimizin arasından. Eğer gelseydi, gitme derdim. O zaman
ne hissederdin? Hiçbir şey. Bilmiyorsun ki zaten beni, eğer bilseydin sessizlik
oluşmazdı bir konserin ortasında. Neredesin peki şuan? Ben nerede olduğumu
bilmiyorum, sadece çabalıyorum seni bilmek için. Serseri bir sigara ne kadar
çabuk bitiyorsa sende o kadar bitiyordun kafamın içinde. Bitme lan. Zaten
yoksun, daha fazla yok olma zira senin dışında ne hayal kuracağımı bilmiyorum. Ya
da ne yazacağımı. Okumadığını bildiğim tonla zırvalık yazıyorum sırf senin için
ama gel gör ki başkaları okuyor. Bakışlarını başlığa yönlendirdiklerinde senin
hissedeceğin duyguları hissetmeyecek kişiler okuyor.
Ne yapıyorsun? Genel itibariyle soruyorum. İyi misin? Başkalarına güveniyor musun? Sevdiğim müziği dinliyor musun? Bilmiyorum. Sesini ilk duyduğumda kendi kendime sorduğum sorulardı bunlar. Yüzünü unutacağımı bildiğim için sesini ezberledim. Çünkü mimiklerin sözlerin kadar gerçekçi değildi. Ölmek için geldiğimizi söylüyor bazı insanlar dünyaya. Yalan. Yaşamak için geldik dünyaya, ölüm sadece neden yaşadığımızı hatırlamamız içindir. Yaşlanmış gözyaşlarım yaşıyor. Ben sadece o yaş aksın diye varım. Sen ise o yaşı umursamamak için varsın. Ne desem boş, bardağın dolu tarafına baktığımda. Yine bir ağacı, yangınların arasında yok ettim. Bu son değildi, ya da ilk. Siz miydiniz, bize iyi misiniz diye seslenenler? Kafanıza sıçayım. Değiliz lan işte niye soruyorsunuz ki? Cevabını öğrendikten sonra bizden daha iyi bir halde olduğunuz için şükretme hayaliyle çabalayın anca. Tebrikler, başaramadınız. Biz, biz değilken bile sizden daha iyiyiz. Nerede olduğumuzu bilmesek bile, dürüst insanlarız. Birbirimizden yoksun olmayı kabul ettik. Kafamıza sıçayım. Keşke yalan söyleseydik birbirimize.
Ne yapıyorsun? Genel itibariyle soruyorum. İyi misin? Başkalarına güveniyor musun? Sevdiğim müziği dinliyor musun? Bilmiyorum. Sesini ilk duyduğumda kendi kendime sorduğum sorulardı bunlar. Yüzünü unutacağımı bildiğim için sesini ezberledim. Çünkü mimiklerin sözlerin kadar gerçekçi değildi. Ölmek için geldiğimizi söylüyor bazı insanlar dünyaya. Yalan. Yaşamak için geldik dünyaya, ölüm sadece neden yaşadığımızı hatırlamamız içindir. Yaşlanmış gözyaşlarım yaşıyor. Ben sadece o yaş aksın diye varım. Sen ise o yaşı umursamamak için varsın. Ne desem boş, bardağın dolu tarafına baktığımda. Yine bir ağacı, yangınların arasında yok ettim. Bu son değildi, ya da ilk. Siz miydiniz, bize iyi misiniz diye seslenenler? Kafanıza sıçayım. Değiliz lan işte niye soruyorsunuz ki? Cevabını öğrendikten sonra bizden daha iyi bir halde olduğunuz için şükretme hayaliyle çabalayın anca. Tebrikler, başaramadınız. Biz, biz değilken bile sizden daha iyiyiz. Nerede olduğumuzu bilmesek bile, dürüst insanlarız. Birbirimizden yoksun olmayı kabul ettik. Kafamıza sıçayım. Keşke yalan söyleseydik birbirimize.
Burada bitebilir mi bu yazı? Lütfen. Yalvarıyorum
bitsin çünkü bir yerde bitmesi lazım bu duyguların.
Yorumlar
Yorum Gönder