Ana içeriğe atla

Gençlik Dizilerinin Ana Sorunları - 2

     Bir önceki yazıyı okumak istiyorsanız; http://benfeatuyku.blogspot.com.tr/2015/08/genclik-dizilerinin-ana-sorunlar-1.html


     Önceki yazımda kısa kısa olaylara değinmiştim, bu yazıda da kısa kısa örnekler vererek devam edeceğim. Zaten önceki yazıda Arrow, Supernatural ve The 100 dizilerini yermiştim. O yüzden fazla tekrara girmemek için başka dizileri de yermek istiyorum. Zaten yerin dibine sokulacak tonla dizi var o yüzden hangi diziye laf atsam diye pek zorlanmayacağım. Bu dizilere reyting kazandıra kazandıra bunlar gibi tonlarcası türedi. Aptal diziler olmasına rağmen neden hayatlarına güle güle devam ediyorlar? Sebebi, basit. İzleyici kitlesi tam bir aptal.

     Tumblr kullanan her birey (erkek ya da kız fark etmez) bu dizilerin repliğini paylaşarak "Teen Wolf <3" gibi yorumlar yapmayı seviyor. Soruyorum, niye? Odun bir oyuncu, "sevmek sevmekse, sevmemek sevmemektir" lafını söylüyor ve sen buna bayılıyorsun. Zevkler ve renkler tartışılır. Yahu, bir insan niye "Ayy kahvemi ve diz üstü bilgisayarımı kışın balkona çıkartayım da en sevdiğim diziyi izleyeyim. Çünkü ben malım." diyerek dizi izler? Bilmiyorum. Şaka bir yana sevgiyi ölçemeyiz. Ama sevginin de bir nedeni vardır. Çikolatanın içinde karnıbahar olsaydı sevilir miydi? Hayır. Karnıbahar'ın içinde çikolata olsaydı bu kadar nefret eder miydik? Evet. Grinin Elli Tonu gibi aptal aptal kitap okuyan "kültürlü" kitle sayesinde bu dizilerin reytinglerinde sıkıntı çıkmıyor.

     Normal de biz yapımcılara filan söveriz ama asıl sorun önceki paragrafta belirttiğim gibi izleyici. Peki yapımcıların suçu yok mu? Var. Sen gidip bunları sırf reyting için yapıyorsan (KAHROLSUN KAPİTALİST SİSTEM), o insanları ona alıştırmış olursun. Sen çıkıp Harry Potter gibi markanın popüleritesini kullanıp Magicians adında dandik bir dizi çıkartıyorsun. Eyvallah. Ulan vicdansızlar, senaryoyu yazarken, bölümü yönetirken filan hiç mi kahrolmadınız? Aptallığı millete aşılıyorsun sonra bizden bu dizilere olumlu yaklaşmamızı bekliyorsun. Sssss... Agents of Shield gibi bir dizi çıkartmak zor mu? Bak ne kadar da kaliteli bir dizi. Ama gel gör ki reytingler kan ağlıyor. Neden çünkü yapımcılar aptal aptal ergen dizileri çıkarttığı için izleyicinin beyni böyle dizileri kaldırmıyor.

     Ben bu gidişle çok küfür edecek gibiyim. Bu bölümde burada bitsin. 3. bölümde görüşmek üzere!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hızlı ve Öfkeli 7 | İnceleme

Hızlı ve Öfkeli serisini ülkemiz de bilmeyen kalmadı diye düşünüyorum. Serinin hasılat açısından en düşük filmi olan Tokyo Drift ülkemiz de bir hayli sevilmişti. Özellikle soundtrack'i ile Şahinlerden çıkan bir motor sesine dönüşmüştü adeta. Hızlı ve Öfkeli serisi her zaman bizim için seviliyordu sebebi ise arabalar,basslı müzikler, hanımefendi kalçaları ve bolca aksiyon. Gençlerin en sevdiği türleri tek bir filmde toplamışlar resmen. Tokyo Drift'den sonra yapımcıların bunu bir ''dizi serisi'' haline getireceklerini göstermişlerdi bize. Aynı Harry Potter gibi her film sanki bir dizinin yeni bölümü gibiydi. Kimsenin de buna bir şey söylediği yok çünkü seviliyor. Serinin son filmi (şimdilik son film, 8. film gelecek merak etmeyin. Hatta 9 bile gelebilir.) çıkmadan önce filmin başrol oyuncularından Paul Walker bir araba kazasında vefat etmişti. Ne kadar ironik değil mi ? (Son kullandığım cümle tüm Hızlı ve Öfkeli 7 incelemelerinde bulunmaktadır.) İnsanlar buna inan

Kimsenin Okumaya Tenezzül Etmediği Bir Masalın Perisi

     Haftalardır adam akıllı evden dışarı adım atmadım. Sanki olmak zorundaymışım gibi bir köşede bekliyorum. Neyi veya niçin beklediğimi bile bilmiyorum. Belki bir ilham perisi bekliyorum ki bu sayede aptal bir şarkı yazabilirim. Ya da o ilham perisini sigara ve çay içmeye çağırabilirim. Biraz değişik bir şeyler tatsın değil mi? Sürekli birilerinin yanına gidiyor ve o kişiyi ödüllendiriyor. O kişi, perinin varlığından haberdar bile değil hatta perilere inanmıyor bile. İlham perisi bunun farkına varsa ve yaptığı işi bıraksa dünya onun için çekilmez bir hale gelirdi. Zira onun yapabildiği tek şey insanlara ilham vermek. Kulaklığını takıp uzun bir yola çıkmadı hiçbir zaman. En sevdiği yemek yok. Fobileri bile yok çünkü o işine o kadar aşık ki geri kalan her şeyi reddediyor. Bu güzel bir şey. Bir hayatı yok ama yine de bir amacı var. Başladığı yazıyı sürdürmek zorunda değil çünkü onun amacı yazmak ve devam etmek değil. Yazılanları okumak ya da gözden geçirmek. Ne yazabilir ki? "Sevgi

Unfriended - İnceleme

     Unfriended, duyurulduğu andan beri heyecanla beklediğim bir film oldu. Fragmanı çok sevmiştim, baya sevmiştim. Filmin ülkemiz de yayınlanmaması beni şaşırtmadı sadece üzdü. Sonunda filmi izleyebildim ve çok karmaşık hislere sahip oldum.      Filmin konusu, internete utanç verici videosu sızan bir kızın 1. ölüm yılında videoyu yükleyen kişi "yanına almak" için filmin karakterlerine dadanması. Bu kadar... yani öyle spesifik, karmakarışık bir hikaye yok. Filmin fragmanı yalandan ibaret! Aynı, Avengers: Age of Ultron filminin fragmanı gibi, yalan! Fragman da bizlere gösterilenle film de gösterilenler arasında dağlar kadar fark var. Mesela fragman da bizlere "korku" gösteriliyordu ama ben sadece filmin tek bir sahnesinde korktum. Bu film bir korku filmi değil. Belki bir gerilim filmi olabilir ama bir korku filmi değil! Fragman da hayaletin videoyu yükleyen kişileri teker teker sorguladığını görüyorduk adeta. Herkes birbirinden şüpheleniyor, içlerinden biri vide