Ana içeriğe atla

Batman v Superman: Dawn of Justice - Sinir Değil, Üzüntü.

 (SPOILER İÇERİR!)

Superman ve Batman karakterlerinin popülerliği dünya da olduğu kadar Türkiye'de de mevcut. Bu iki karakterin ismini tek bir filmde görmek inanılmaz bir olaydı. Düşünsenize yıllar önce (Ama baya önce) sadece okuduğunuz birer çizgi roman karakterlerini ilk defa aynı filmde görüyorsunuz. Üstüne üstlük sadece bunları değil Wonder Woman'dan tutun Doomsday'e kadar sevilen karakterler de mevcut. Tamamen insanların hayallerini süsleyen bir tablo adeta. Marvel bunu daha önceden yapmış olabilir ancak karakter bazında bu karakterleri daha önce beraber görmedik. Şimdiye kadar.


                                                 
 Koltuklarımıza oturduk ve filmi izledik. İlk sahneden Batman'in geçmişine bir ışık tutuyorlardı. Bir nevi flashback sahnesi ile açılış yaptılar. Olaylar yavaş yavaş ilerledi. Bunlar kavga filan etti. Doomsday'i patakladılar. Son. Bu kadar basit aslında filmin senaryosu. Sırf her iki laflarından biri ağır edebiyat koktuğu için de millet çok görkemli bir senaryo ve hikaye anlatımına sahip olduğunu sanıyor. Benim -kişisel olarak- bu replikler ile ilgili bir sorunum var. Yahu, tamam edebiyat yapıyorsun, bunu hepimiz anladık. Peki, neden başka bir şey yapmıyorsun? Söyledikleri sözlerin yarısı boşa harcanmış laf kalabalığıydı. Yani, söyledikleri lafların çoğu bir işe yaramadı. Öylesine söylediler. Bazıları etkili sözlerdi ancak 153 dakika boyunca edebiyat yaptıkları için sıkmaya ve sıradanlaşmaya başladı. Senaryonun tek kötü tarafı, diyaloglar değil. Senaryonun kendisi zaten kötü.

 Bu rüya sahneleri hakkında konuşmak lazım. Ne kadar gereksiz öyle değil mi? Özellikle, Batman'in çöl rüyasını filmden çıkarın,atın,kırın,yakın. Film için bir şey değişmeyecektir. O sahne de zaten çizgi roman hayranları için yapıldığı çok belliydi. Mini-Injustice yapmışlar. İyi. Ancak sırf ben Injustice: Gods Among Us sekansı göreceğim için neden filmi baltalıyorsun ki? Rüya içinde rüya (Batmantion) sahnesinde Flash gelecekten gelip bir şeyler geveledi. Ne gerek vardı? Belki ileride Injustice projeleri vardır ancak bunu böyle neden anlatıyorsun ki? Türk Edebiyatımızın önemli isimlerinden biri olan Ahmet Mithat Efendi, yazdığı yazıların tam ortasında (Örneğin, önemli bir anda) olayı durdurup, yemek tarifi yazardı. Hah! İşte bu! Filmin senaryosunu böyle örneklendirdiğim için çok mesutum. Karakterlerin "neyi", "neden" yaptığını anlayamıyoruz. Mantık hataları zaten cirit atıyor.


 Görsel anlamda açıkcası daha fazla "şey" bekliyordum. Batman ve Superman'in dövüştüğü sahneyi zaten anlamsız bulduğum için (Barışma sebepleri dünyalar saçması zaten. Annelerinin adlarının aynı olması yüzünden.) o sahneden tam anlamıyla zevk alamadım. Onun dışında zaten CGI temelli bir diğer sahne Doomsday ile kapıştıkları sahneydi. Doomsday'i nasıl oluştuğu ne kadar saçma olursa olsun. Güzel bir giriş yaptı. Sonu ise... eh işte. İlk göründüğü anda çok güçlü bir karakter olarak bağıra bağıra ortaya çıktı. Görünüşünü çizgi roman hayranları beğenmedi o ayrı bir tartışma konusu ancak baya ortalığı yıkarak başladı. Niye/Neden sorularına cevap olarak doğmasa da tabiri caiz ise epik bir giriş yaptı. Sonra ise çok tembel bir şekilde öldü. Kriptonit ile öldü işte. Superman öldürdü. Superman ise onu öldürürken öldü. Superman, öldü. Yemezler canım.


 Aklıma gelmişken eklemek istiyorum. Eğer bu filmde kriptonit olmasaydı. Neler olurdu? Hiçbir şey olmazdı. Ciddi söylüyorum, hiçbir şey olmazdı. Bu filmin ana oyuncusu ne Batman ne de Superman kesinlikle kriptonit!


 Pazarlama stratejilerini bizlere bir algı niteliğinde "VS" olarak gösterdi. Ancak öyle değil. Batman ve Superman'in kapışması ve barışması zaten saçma. Dövüştükleri sahne de zaten kısaydı. Daha film çıkmadan söylemiştim ben. Fragmanlara izledikten sonra (O fragmanlarında ***) "Bu ikisi filmin başında birbirlerinden nefret edecekler, son sahnede kapışacaklar, sonra da Wonder Woman ile birlikte Doomsday'i yenecekler. Sonunda da Justice League hakkında bir şeyler söyleyecekler." Hemen hemen aynısı da oldu. Keşke söylemeseydim, keşke daha iyi bir şey söyleseydim. Tamam, bu film böyle olacaktı, olabilir de ama böyle tembelce olmamalıydı. 

 Görsellik güzeldi, ancak beklediğimden azdı. Zaten bu konuyu pek takmıyorum. Zira, görsellik isteseydim gider Transformers izlerdim.



 Oyunculukları çok beğendim. Ben Affleck'in Batmani "BEST BETMEN EVIR!" diyebilirim. Henry Cavill zaten Superman'i iyi oynuyordu. Wonder Woman herkesi şaşırtarak "mikimmil" olmuş. Gerçekten ya Wonder Woman baya iyi olmuş. Bekliyoruz abla solo filmini! Oyunculuklar güzel, bir kişi hariç. Lex Luthor/Jesse Eisenberg, olmamış. Jesse'nin oyunculuğunu da beğenmedim. Karakterin kendisini de beğenmedim. Öyle bir karakter yapmışlar ki Lex Luthor'u, onun yerinde bir başkası olsa boşluğunu rahatlıkla kapatabilirdi. Lex/Jesse dışında güzeldi oyunculuklar.

 Müzikler, aşırı güzel!

 Aquaman, Cyborg ve Flash'i bekleyenler ise hiç beklemeyin. Toplam 1-2 dakikayı geçmeyecek küçük sahnelere sahipler. Sadece karakterlerin var olduklarını göstermek için eklemişler.


 Film kötü. Bu kadar basit ama bizim hislerimiz ise hayal kırıklılığı ya da sinir değil. Şahsen benim değil. Ben ciddi anlamda üzüldüm. Bu karakterleri böyle kötü bir filmde görmek istemezdim. Yine de -her ne kadar izlerken filme kendimi zor adapte etsem de- gidin izleyin. Ancak bu karakterleri seviyorsanız, gidin izleyin. Ya da DVD'si çıkana kadar bekleyin. Eğer ağır fan iseniz, beklemeyin. İzleyin. Küfrederek çıkın salondan.

PUAN: 10/6 


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hızlı ve Öfkeli 7 | İnceleme

Hızlı ve Öfkeli serisini ülkemiz de bilmeyen kalmadı diye düşünüyorum. Serinin hasılat açısından en düşük filmi olan Tokyo Drift ülkemiz de bir hayli sevilmişti. Özellikle soundtrack'i ile Şahinlerden çıkan bir motor sesine dönüşmüştü adeta. Hızlı ve Öfkeli serisi her zaman bizim için seviliyordu sebebi ise arabalar,basslı müzikler, hanımefendi kalçaları ve bolca aksiyon. Gençlerin en sevdiği türleri tek bir filmde toplamışlar resmen. Tokyo Drift'den sonra yapımcıların bunu bir ''dizi serisi'' haline getireceklerini göstermişlerdi bize. Aynı Harry Potter gibi her film sanki bir dizinin yeni bölümü gibiydi. Kimsenin de buna bir şey söylediği yok çünkü seviliyor. Serinin son filmi (şimdilik son film, 8. film gelecek merak etmeyin. Hatta 9 bile gelebilir.) çıkmadan önce filmin başrol oyuncularından Paul Walker bir araba kazasında vefat etmişti. Ne kadar ironik değil mi ? (Son kullandığım cümle tüm Hızlı ve Öfkeli 7 incelemelerinde bulunmaktadır.) İnsanlar buna inan

Kimsenin Okumaya Tenezzül Etmediği Bir Masalın Perisi

     Haftalardır adam akıllı evden dışarı adım atmadım. Sanki olmak zorundaymışım gibi bir köşede bekliyorum. Neyi veya niçin beklediğimi bile bilmiyorum. Belki bir ilham perisi bekliyorum ki bu sayede aptal bir şarkı yazabilirim. Ya da o ilham perisini sigara ve çay içmeye çağırabilirim. Biraz değişik bir şeyler tatsın değil mi? Sürekli birilerinin yanına gidiyor ve o kişiyi ödüllendiriyor. O kişi, perinin varlığından haberdar bile değil hatta perilere inanmıyor bile. İlham perisi bunun farkına varsa ve yaptığı işi bıraksa dünya onun için çekilmez bir hale gelirdi. Zira onun yapabildiği tek şey insanlara ilham vermek. Kulaklığını takıp uzun bir yola çıkmadı hiçbir zaman. En sevdiği yemek yok. Fobileri bile yok çünkü o işine o kadar aşık ki geri kalan her şeyi reddediyor. Bu güzel bir şey. Bir hayatı yok ama yine de bir amacı var. Başladığı yazıyı sürdürmek zorunda değil çünkü onun amacı yazmak ve devam etmek değil. Yazılanları okumak ya da gözden geçirmek. Ne yazabilir ki? "Sevgi

Unfriended - İnceleme

     Unfriended, duyurulduğu andan beri heyecanla beklediğim bir film oldu. Fragmanı çok sevmiştim, baya sevmiştim. Filmin ülkemiz de yayınlanmaması beni şaşırtmadı sadece üzdü. Sonunda filmi izleyebildim ve çok karmaşık hislere sahip oldum.      Filmin konusu, internete utanç verici videosu sızan bir kızın 1. ölüm yılında videoyu yükleyen kişi "yanına almak" için filmin karakterlerine dadanması. Bu kadar... yani öyle spesifik, karmakarışık bir hikaye yok. Filmin fragmanı yalandan ibaret! Aynı, Avengers: Age of Ultron filminin fragmanı gibi, yalan! Fragman da bizlere gösterilenle film de gösterilenler arasında dağlar kadar fark var. Mesela fragman da bizlere "korku" gösteriliyordu ama ben sadece filmin tek bir sahnesinde korktum. Bu film bir korku filmi değil. Belki bir gerilim filmi olabilir ama bir korku filmi değil! Fragman da hayaletin videoyu yükleyen kişileri teker teker sorguladığını görüyorduk adeta. Herkes birbirinden şüpheleniyor, içlerinden biri vide