Ana içeriğe atla

Southpaw / Son Şans - İnceleme

Şahsen bir filmin kalitesi izleyiciye verdiği his kadardır. İzleyiciye bir duygu vermedikten sonra içeriğin iyi olması ne kadar önemli olabilir ki ? Oscarlık film! Oyuncu kadrosu şahane! Gelmiş geçmiş en iyi film! gibi tanımlar neden kullanılır. Abartı dışında verilen duygu yüzündendir. 

                                       
Filmin hikayesi kabaca, bir karakterin dibe çöküşünü anlatıyor. Çok da severim. Boksör olan Billy Hope hayatında hiç yenilgi yaşamamıştır. İstediği her şeye sahipti. Güzel bir eşe, iyi arkadaşlara, büyük bir eve ve küçük bir çocuğa sahipti. Fakat hayatı her zaman bu kadar güzel olmadı. Yetimhane de büyüdüğü için şimdi ki hayatı bir cennet gibiydi. Yaptığı iş de en iyisiydi ve yaptığı işi de seviyordu. Escobar adında başka bir baksör Billy Hope ile ringe çıkmak için onu zorluyordu. Bir gün bir hayır gecesinde Billy'nin eşi Maureen, Escobar yüzünden çıkan bir tartışmanın sonucunda vurularak öldürüldü. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı ve olmadı da. Maddi ve manevi anlamında tükenmişti. Bazı dostları arkasını çevirdi, elindeki her şeye haciz gelmişti, karısı öldürülmüştü bir de üstüne üstlük hayatta değer verdiği tek kişi yani kızı da mahkeme kararı yüzünden elinden alımıştı. Bir kahramanın çöküşü. Yenilgiye sahip olmayan birisi sonunda kaybetmişti. Ardından Tick Wills adında bir antrenör ile tanışıp her şeyi eski haline getirmeye çalışan bir kişinin hikayesini anlatıyor.

O kadar da orijinal bir hikayeye sahip değil. Hatta klişelere bile sahip ama bu her şeyin kötü olacağı anlamına gelmez. Çünkü film içerisinde izleyiciye verilen duygu harikaydı. Özellikle Billy'nin kızıyla yaptığı tartışma aklıma kazınan sahnelerden biridir. Billy'nin bir baba olduğunu çok iyi gösteriyordu film bizlere. Bu Rocky'e rakip olarak çıkan bir film değil. Film bittikten sonra bunu çok iyi anlıyorsunuz. Film bir karakterin çöküşünü ve nasıl da ayağa kalktığını anlatıyor. En iyi yaptığı iş zaten bu. Uzun zaman sonra ilk defa bir film izlerken duygulandım. Billy ve kızı arasında geçen olaylar, Billy'nin her şeyini kaybetmesi beni etkileyebildi. Bunun içinde film zamanını çok iyi tutturmuş. Her şey zamanında gerçekleşiyor. 


Oyuncu kadrosundaki çoğu kişi rolünün hakkını veriyor. Jake Gyllenhaal'in performansı çok iyiydi. Aslında bu film için başrol olarak Eminem düşünülmüştü ama Jake'e kısmetmiş. En azından filmin harika soundtracklerinde Eminem'i görebiliyoruz. Forest Whitaker filmin biraz daha abi denilen karakteri. Canlandırdığı karakteri sadece Billy ile gördüğümüz için büyük bir karaktere sahip olduğunu söyleyemiyorum maalesef. 50 Cent filmin "gıcık" karakteri rolünde karşımıza çıkıyor. Billy'nin menajeri ve uzun süredir -sözde- dostu olan Jordan karakterini canlandırıyor. Maalesef bu karakter hakkında da öyle derin konuşamayacağım. Aslında karakterler için sadece Billy Hope ve kızı Leila hakkında konuşabilirim sanırım. Diğer karakterler biraz daha gelip geçici duruyor ki öyleler.

Unuttuğum bir şey daha var bu bir boks filmi. Değil mi ? Ring içerisinde yapılan hemen hemen tüm maçlar sizi gaza getirebilir. Benden söylemesi. Özellikle Escobar ile yaptığı dövüş de baya bir gaza gelebilirsiniz. Kırılabilir nesneleri etrafınızda bulundurmayın. Bu filmin bir boksörü anlatma nedenlerinden biri belki de konsepte çok iyi uymasıdır. Rocky filmleriyle karşılaştırma yapılmayacak bir film. Yine de karşımızda çok kaliteli bir film duruyor.

Yorumlar

  1. Merhaba, blogunu yeni keşfettim ve yazılarını sevdiğimi söylemeliyim. Buralarda yeniyim iyi yazan, takip edecek birilerini arıyordum ki seni buldum. Sen de beni takip etmek istersen bloguma beklerim. Yeni yazını heyecanla bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne zaman bu blog da yazı yazıyorum ilk defa biri böyle bir yorum attı utandım :D Yorumun için teşekkür ederim. Ekliyorum bende seni.

      Sil
    2. utanmaaa :) gayet iyi yazıyorsun tarzını beğendim, geri takip için teşekkürler yazılarını takip ediyorum ^.^

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hızlı ve Öfkeli 7 | İnceleme

Hızlı ve Öfkeli serisini ülkemiz de bilmeyen kalmadı diye düşünüyorum. Serinin hasılat açısından en düşük filmi olan Tokyo Drift ülkemiz de bir hayli sevilmişti. Özellikle soundtrack'i ile Şahinlerden çıkan bir motor sesine dönüşmüştü adeta. Hızlı ve Öfkeli serisi her zaman bizim için seviliyordu sebebi ise arabalar,basslı müzikler, hanımefendi kalçaları ve bolca aksiyon. Gençlerin en sevdiği türleri tek bir filmde toplamışlar resmen. Tokyo Drift'den sonra yapımcıların bunu bir ''dizi serisi'' haline getireceklerini göstermişlerdi bize. Aynı Harry Potter gibi her film sanki bir dizinin yeni bölümü gibiydi. Kimsenin de buna bir şey söylediği yok çünkü seviliyor. Serinin son filmi (şimdilik son film, 8. film gelecek merak etmeyin. Hatta 9 bile gelebilir.) çıkmadan önce filmin başrol oyuncularından Paul Walker bir araba kazasında vefat etmişti. Ne kadar ironik değil mi ? (Son kullandığım cümle tüm Hızlı ve Öfkeli 7 incelemelerinde bulunmaktadır.) İnsanlar buna inan

Kimsenin Okumaya Tenezzül Etmediği Bir Masalın Perisi

     Haftalardır adam akıllı evden dışarı adım atmadım. Sanki olmak zorundaymışım gibi bir köşede bekliyorum. Neyi veya niçin beklediğimi bile bilmiyorum. Belki bir ilham perisi bekliyorum ki bu sayede aptal bir şarkı yazabilirim. Ya da o ilham perisini sigara ve çay içmeye çağırabilirim. Biraz değişik bir şeyler tatsın değil mi? Sürekli birilerinin yanına gidiyor ve o kişiyi ödüllendiriyor. O kişi, perinin varlığından haberdar bile değil hatta perilere inanmıyor bile. İlham perisi bunun farkına varsa ve yaptığı işi bıraksa dünya onun için çekilmez bir hale gelirdi. Zira onun yapabildiği tek şey insanlara ilham vermek. Kulaklığını takıp uzun bir yola çıkmadı hiçbir zaman. En sevdiği yemek yok. Fobileri bile yok çünkü o işine o kadar aşık ki geri kalan her şeyi reddediyor. Bu güzel bir şey. Bir hayatı yok ama yine de bir amacı var. Başladığı yazıyı sürdürmek zorunda değil çünkü onun amacı yazmak ve devam etmek değil. Yazılanları okumak ya da gözden geçirmek. Ne yazabilir ki? "Sevgi

Unfriended - İnceleme

     Unfriended, duyurulduğu andan beri heyecanla beklediğim bir film oldu. Fragmanı çok sevmiştim, baya sevmiştim. Filmin ülkemiz de yayınlanmaması beni şaşırtmadı sadece üzdü. Sonunda filmi izleyebildim ve çok karmaşık hislere sahip oldum.      Filmin konusu, internete utanç verici videosu sızan bir kızın 1. ölüm yılında videoyu yükleyen kişi "yanına almak" için filmin karakterlerine dadanması. Bu kadar... yani öyle spesifik, karmakarışık bir hikaye yok. Filmin fragmanı yalandan ibaret! Aynı, Avengers: Age of Ultron filminin fragmanı gibi, yalan! Fragman da bizlere gösterilenle film de gösterilenler arasında dağlar kadar fark var. Mesela fragman da bizlere "korku" gösteriliyordu ama ben sadece filmin tek bir sahnesinde korktum. Bu film bir korku filmi değil. Belki bir gerilim filmi olabilir ama bir korku filmi değil! Fragman da hayaletin videoyu yükleyen kişileri teker teker sorguladığını görüyorduk adeta. Herkes birbirinden şüpheleniyor, içlerinden biri vide