Ana içeriğe atla

Gençlik Dizilerinin Ana Sorunları - 1

Televizyon da çok fazla gençlik dizisi var. Ben bunlara "ergen dizisi" desem de sözde gençlik dizileri diye söyleniyor. Ergen dizileri demem biraz abartı gibi gelse de içeriğe ve hayran kitlesine baktığım zaman abartı olmadığını rahatlıkla kabul edebiliyorum. En alakasız dizileri bile sebepsiz yere gençlik dizisi yapmak nedir ? Benim izlediğim gençlik dizileri sadece arkalarında sağlam bir marka taşıyan dizilerdir. Örnek vermek gerekirse, Arrow. Bu diziyi izlememin tek sebebi DC'nin bir karakteri olması o kadar. Gençlik dizilerinin çoğu benim gözümde birer ergen dizisi.

 İçeriğe baktığımız zaman, başrol de bulunan erkek oyuncuların tek amacı kızları ekrana çekmek o yüzden dizinin ortasında sebepsiz yere yarı çıplak vücutlarını gösteriyorlar. Neden ?! Kadın oyuncular ise yan karakter ise sürekli erkeklerle birlikte olan güzel bir bayan, başrol ise ekstra olarak başrol de bulunan erkek ile birlikte oluyor. Tekrardan Arrow'dan örnek vereceğim. Arrow'un hayran sayfaları nedense sürekli Stephen Amell'in egzersiz videolarını ya da yarı çıplak olduğu fotoğrafları paylaşıyor. Bunun dışında işte Felicity'nin ölmesini istediklerini dile getiriyorlar o kadar. Gençlik dizilerinin hayranlarını sürekli olarak sevdiği (yani yakışıklı olan başrol) oyuncunun fotoğraflarını ya da sevmediği oyuncuya ettiği hakaretler yüzünden gençlik dizileri benim gözümde ister istemez ergenleşiyor.

 Onun dışında zaten tüm klişe konuları kullanmak zorundalar. Gençlik dizilerinin hepsinin sonunu ve ilerleyişini izlerken fark ediyorum. Bu sefer başka bir diziden örnek vereceğim. The 100 dizisini (benim gözümde gelmiş geçmiş en büyük ergen dizisidir) izlerken olacak olayları oyunculardan önce fark ediyorum. Beni şaşırtmıyor. Sitcom dizilerinde de o kadar spesifik ayrıntılara giren konular yok ama yine de sitcom dizileri adeta bir ilizyon kullanarak izlerken sonunu tahmin etmiyorsunuz. Edemiyorsunuz değil, etmiyorsunuz. 

 Gençlik dizileri zaten genel de hep aynı konuyu kullanır. Benim sevmediğim nokta ise nasıl oluyor da kurgusal ve dini elementleri içerisinde barındıran bir diziyi gençlik dizisi yaparsınız. Şimdi kimseyi kandırmayalım, Supernatural bir gençlik dizisi. Kimse gelip bu diziye "Korkunç ve insanı geriyor" diyemez. Nefret ettiğim bu diziyi 8 sezon izledim (Evet, SEKİZ SEZON) ve... Supernatural hakkında biraz daha konuşacak olursam küfür edebilirim. Elinde çok güzel bir konu var ve sen gidip bu konuyu neden genç izleyiciler için kullanıyorsun ? Canavarlar, aksiyon, bilim-kurgu, korku öğeleri vb. öğeler elinde varken neden gidip bunları bir gençlik dizisi yaparak heba ediyorsun ?

Fazla uzun yazmadım çünkü 2. bir yazı gelecek bu konuya. Diğer yazılarımı okumak isterseniz yan taraftan tıklaya tıklaya okuyabilirsiniz. Bu konu hakkında yorumlarınızı bekliyorum...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hızlı ve Öfkeli 7 | İnceleme

Hızlı ve Öfkeli serisini ülkemiz de bilmeyen kalmadı diye düşünüyorum. Serinin hasılat açısından en düşük filmi olan Tokyo Drift ülkemiz de bir hayli sevilmişti. Özellikle soundtrack'i ile Şahinlerden çıkan bir motor sesine dönüşmüştü adeta. Hızlı ve Öfkeli serisi her zaman bizim için seviliyordu sebebi ise arabalar,basslı müzikler, hanımefendi kalçaları ve bolca aksiyon. Gençlerin en sevdiği türleri tek bir filmde toplamışlar resmen. Tokyo Drift'den sonra yapımcıların bunu bir ''dizi serisi'' haline getireceklerini göstermişlerdi bize. Aynı Harry Potter gibi her film sanki bir dizinin yeni bölümü gibiydi. Kimsenin de buna bir şey söylediği yok çünkü seviliyor. Serinin son filmi (şimdilik son film, 8. film gelecek merak etmeyin. Hatta 9 bile gelebilir.) çıkmadan önce filmin başrol oyuncularından Paul Walker bir araba kazasında vefat etmişti. Ne kadar ironik değil mi ? (Son kullandığım cümle tüm Hızlı ve Öfkeli 7 incelemelerinde bulunmaktadır.) İnsanlar buna inan

Kimsenin Okumaya Tenezzül Etmediği Bir Masalın Perisi

     Haftalardır adam akıllı evden dışarı adım atmadım. Sanki olmak zorundaymışım gibi bir köşede bekliyorum. Neyi veya niçin beklediğimi bile bilmiyorum. Belki bir ilham perisi bekliyorum ki bu sayede aptal bir şarkı yazabilirim. Ya da o ilham perisini sigara ve çay içmeye çağırabilirim. Biraz değişik bir şeyler tatsın değil mi? Sürekli birilerinin yanına gidiyor ve o kişiyi ödüllendiriyor. O kişi, perinin varlığından haberdar bile değil hatta perilere inanmıyor bile. İlham perisi bunun farkına varsa ve yaptığı işi bıraksa dünya onun için çekilmez bir hale gelirdi. Zira onun yapabildiği tek şey insanlara ilham vermek. Kulaklığını takıp uzun bir yola çıkmadı hiçbir zaman. En sevdiği yemek yok. Fobileri bile yok çünkü o işine o kadar aşık ki geri kalan her şeyi reddediyor. Bu güzel bir şey. Bir hayatı yok ama yine de bir amacı var. Başladığı yazıyı sürdürmek zorunda değil çünkü onun amacı yazmak ve devam etmek değil. Yazılanları okumak ya da gözden geçirmek. Ne yazabilir ki? "Sevgi

Unfriended - İnceleme

     Unfriended, duyurulduğu andan beri heyecanla beklediğim bir film oldu. Fragmanı çok sevmiştim, baya sevmiştim. Filmin ülkemiz de yayınlanmaması beni şaşırtmadı sadece üzdü. Sonunda filmi izleyebildim ve çok karmaşık hislere sahip oldum.      Filmin konusu, internete utanç verici videosu sızan bir kızın 1. ölüm yılında videoyu yükleyen kişi "yanına almak" için filmin karakterlerine dadanması. Bu kadar... yani öyle spesifik, karmakarışık bir hikaye yok. Filmin fragmanı yalandan ibaret! Aynı, Avengers: Age of Ultron filminin fragmanı gibi, yalan! Fragman da bizlere gösterilenle film de gösterilenler arasında dağlar kadar fark var. Mesela fragman da bizlere "korku" gösteriliyordu ama ben sadece filmin tek bir sahnesinde korktum. Bu film bir korku filmi değil. Belki bir gerilim filmi olabilir ama bir korku filmi değil! Fragman da hayaletin videoyu yükleyen kişileri teker teker sorguladığını görüyorduk adeta. Herkes birbirinden şüpheleniyor, içlerinden biri vide